-
Cilt: 14, Sayı: 2, Yıl: Aralık 2012
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERDE ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMLAR VE EKONOMİK BÜYÜME ETKİLEŞİMİ: PANEL EŞBÜTÜNLEŞME VE NEDENSELLİK ANALİZİ
- Ekonomik büyüme teorilerinde büyük öneme sahip olan uluslararası doğrudan yatırımlar (UDY), gelişmekte olan ülkeler için daha önemli kabul edilmektedir. Bu çalışmada, uluslararası doğrudan yatırımlar ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiler, 1970-2008 döneminde, gelişmekte olan 12 ülke için (Arjantin, Brezilya, Cezayir, Hindistan, Güney Kore, Malezya, Meksika, Mısır, Nijerya, Singapur, Tayland ve Türkiye) “panel eşbütünleşme” ve “panel nedensellik” yöntemleri ile analiz edilmektedir. Panel eşbütünleşme analizi sonuçları, UDY ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli ilişkiyi ortaya koymaktadır. Panel nedensellik analizi sonuçlarına göre ise, uzun dönemde UDY ve ekonomik büyüme arasında iki yönlü nedensellik ilişkisi mevcut iken, kısa dönemde yalnızca UDY’den ekonomik büyümeye yönelik bir nedensellik tespit edilmiştir.
[ PDF DOSYASI ]
YALIN ALTI SİGMA VE BİR UYGULAMA
- Günümüzde hem üretim sektöründe hem de hizmet sektöründe birçok organizasyon kalitenin önemini kavramıştır. Bu nedenle süreçlerini iyileştirmek için farklı stratejileri ve yenilikleri uygulamaya çalışmaktadırlar. Yalın Altı Sigma müşteriyi odak noktasına koyarak, maliyetleri ve israfı azaltmayı, verimliliği arttırmayı ve kaliteli mal üretip bunu sürdürmeyi amaçlayan bir yönetim felsefesidir. Bunun için kullanılan teknikler, süreç iyileştirmesi sağlamanın yanında, müşterinin ödemek istemediği katma değersiz zamanların yok edilmesini de amaçlamaktadır. Bu çalışmada ilk olarak Yalın Altı Sigma yöntemi genel hatlarıyla anlatılmış, ardından çalışmanın son bölümünde jant üretim firmasında yapılan bir Yalın Altı Sigma uygulamasına yer verilmiştir. Uygulama üretimde en çok kaybın meydana geldiği kasnak bölümünde yapılmıştır. Uygulamada kasnak bölümünde meydana gelen aksaklıklarla ilgili, müşterinin sesi analizi de dikkate alınarak, çözüm yolları araştırılmıştır. Uygulamanın sonunda, kasnak üretim sürecinde meydana gelen hurda sayılarında azalma sağlanırken, aynı zamanda yalın uygulamalar ile israfında önüne geçilmiştir.
[ PDF DOSYASI ]
AHİLİK TEŞKİLATINDA VE GÜNÜMÜZDE TÜKETİCİLERİN KORUNMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
- Tüketicinin korunması son yıllarda önem kazanmış ve bugün de en çok tartışılan konulardan biri olmuştur. Tüketicinin korunması ile ilgili hukuk sistemi 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmıştır. Türkiye’de ise Cumhuriyet döneminde dolaylıda olsa tüketicileri koruyan bazı yasalar yürürlüğe girmiştir. Devletin tüketicileri korumasının bir anayasal görev olduğu 1982 Anayasasında belirtilmiştir. Böylece başlayan süreç, 1995 yılında yürürlüğe giren 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”la önemli bir mesafe kazanmıştır. Bu süreci, Osmanlı devletinde sosyal ve ekonomik yaşamda, hem üreticileri hem de tüketicileri korumak amacıyla başarıyla uygulanan Ahilik teşkilatı ile ilişkilendirmek mümkündür. Bu çalışmada, Ahilik teşkilatının günümüzde tüketicilerin korunmasına yönelik olası yansımaları üzerinde durmaya çalıştık.
[ PDF DOSYASI ]
BİLİŞİM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN PSİKOLOJİK SERMAYE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
- Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de GSM operatörü abonelerinin önemli bir kısmını gençler dolayısıyla da üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Dolayısıyla cep telefonu üreticilerinin hedef kitlesi halini alan üniversite öğrencilerini temsilen Dumlupınar Üniversitesi öğrencileri bu çalışmanın ana kütlesini oluşturmaktadır. Çalışmada Dumlupınar Üniversite’sinde öğrenim gören öğrencilerin cep telefonu ilk talebi ile yenileme talebini etkileyen faktörler anket uygulaması yoluyla belirlenmeye çalışılmıştır. Öğrencilerin cep telefonu ilk talebini kesinlikle önemli derecede etkileyen faktörler telefonun dayanıklılığı, artırılabilir hafızası ve kamera kalitesi gibi teknik özelliklerdir. Yenileme talebini ise özellikle mevcut telefonun arızalanması, marka güvenirliliği, model, kullanım kolaylığı ve teknolojik yenilikler gibi faktörlerin etkilediği belirlenmiştir. Hem ilk hem de yenileme talebi bakımından fiyat ve gelir değişkenlerinin etkisinin sınırlı kaldığı görülmektedir.
[ PDF DOSYASI ]
SOSYAL AĞLARIN PAZARLAMA ARACI OLARAK KULLANIMI: TÜRKİYE’DEKİ HAZIR GİYİM FİRMALARI ÖRNEĞİ
- Sosyal bir çevre oluşturmak amacıyla kurulan ve büyük kitlelerin birbirleriyle yoğun olarak iletişime ve etkileşime geçebildikleri elektronik ortamlar olan sosyal ağ siteleri, işletmelerin tüketici düşüncelerini takip edebildikleri, bu düşüncelere yön veren çevresel etmenleri inceleyebildikleri ve tüketicilerin tercihlerini etkilemeye çalıştıkları bir pazarlama aracı olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada Türkiye’de en çok kullanılan sosyal ağ olan Facebook’un hazır giyim firmaları tarafından ne şekilde kullanıldığı ve yapılan pazarlama faaliyetlerinin tüketiciler üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışmada aktif olarak Facebook’u kullanan firmalarla mülakat tekniği kullanılarak görüşmeler yapılmış, Facebook’un tüketiciler üzerindeki etkisi firmaların bakış açısından belirlenmeye çalışılmıştır. Firmaların, hedef müşteri kitleleri ve sosyal ağlardan beklentileri doğrultusunda bir Facebook stratejisi oluşturdukları görülmüştür. Bu stratejinin başarılı olması halinde Facebook’un firma bilinirliğini ve tüketici bağlılığını artırdığı ve firmanın satışlarını olumlu yönde etkilediği belirlenmiştir.
[ PDF DOSYASI ]
ELEKTRONİK İŞLETMELERDE (e-İŞLETMELERDE) SATIN ALMA İŞLEMLERİ VE İÇ KONTROL İLİŞKİSİ*
- Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi her alanda olduğu gibi işletmeleri de yakından etkilemiştir. Artık günümüzde geleneksel iş yapma şekilleri terk edilerek işletmelerle ilgili her bir işlemin bilgisayar ve internet ortamında yapıldığı ve adına “Electronic Business e-Business, Elektronik İşletme (e-İşletme) ya da e-İş” denilen bir dönüşüm gerçekleşmektedir. Geleneksel işletme ortamında elle, kâğıt ve kalemle yapılan işlemler artık günümüzde bilgisayar ve internet ortamında bütünleşik bir veri tabanı üzerinde gerçekleştirilmektedir. Bu değişim, doğal olarak işletmelerin iç kontrol sistemlerinin de yeniden yapılandırılmasını zorunlu hale getirmektedir. Bu amaçla çalışmada muhasebe bilgi sistemi alt sistemlerinden birisi olan satın alma işlemleri iç kontrol ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır.
[ PDF DOSYASI ]
BANKACILIKTA İÇ KONTROL FAALİYETLERİ KAPSAMINDA KREDİLER KONTROLÜ VE MUHASEBELEŞTİRME SÜRECİ*
- Kredilendirme, bankacılık sektöründe faaliyet gösteren kuruluşlar için en yüksek geliri sağlayan faaliyettir. Bankaların kullandırdıkları kredileri tahsil edememesi bankanın yürüttüğü faaliyetleri aksatabilmekte ve etkinliğini azaltabilmektedir. Dolayısıyla iç kontrol sürecinde kredilerin kontrolü bankalar için ayrı önem taşımaktadır. Bankalardaki iç kontrol sistemleri, banka yönetim kurulu, banka yöneticileri ve diğer banka çalışanlarından etkilenen bir süreçtir ve muhasebe kontrolü, operasyonel işlemler kontrolü ve krediler kontrolü olmak üzere üç temel unsur içermektedir. 2000’li yıllarda Türkiye’de gerçekleştirilen yeni düzenlemeler ile iç kontrol sistemine yeni bir anlayış getirilmiştir. Çalışmamızda iç kontrol ve denetim kavramları irdelenmiş, ülkemizdeki uygulamalar değerlendirilmiş ve krediler kontrol sürecinin muhasebe sürecine yansımaları ele alınmıştır.
[ PDF DOSYASI ]
SOSYAL MEDYA KULLANIM, ALGI VE ÇIKARIMLARI
- Sosyal medya ve sosyal ağlar firmalar için yeni pazarlama aracına ve insanların ürünler hakkında tutum ve fikirlerini beyan ettikleri bir yere dönüşmüştür. Dolayısıyla, firmalar bu tüketicilere yakın olmak için sosyal medya programları yapmaktadırlar. Fakat, tüketicilerin firmalar kadar hevesli olup olmadığı konusu fazla irdelenmemiştir. Aslında, birçoğu firma yada markalara bağ hissettikleri için kullanmamaktadırlar. Bu makale sosyal medyanın tüketici ve yöneticiler tarafından nasıl kullanıldığını ve algılandığını araştırmakta ve sosyal medyanın potansiyelinden faydalanmak için firmaların, tüketicilerin zaman, dikkat ve bilgisi karşılığında somut değer veren deneyimler tasarımlamaya ihtiyaç duyduklarını göstermektedir.
[ PDF DOSYASI ]
SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA İŞ YAŞAM KALİTESİ VE MOTİVASYONA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
- Motivasyon düzeyi düşük olan sağlık çalışanlarının hata yapma ihtimalleri daha yüksektir. İnsan hayatı gibi çok hassas konularda faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarında çalışanların iş yaşam kalitesinin ve motivasyon düzeylerinin yüksek olması bu anlamda önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, sağlık sektöründe çalışanların motivasyonlarını etkileyen faktörleri tespit etmektir. Ayrıca iş yaşam kalitesi ile motivasyon arasındaki ilişkiler incelenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Balıkesir ili Bandırma ilçesinde ve İstanbul ili Üsküdar ilçesinde faaliyet gösteren hastane çalışanlarına anket uygulaması gerçekleştirilmiştir. Anket uygulaması sonucunda sağlık alanında çalışanların iş yaşam kalitesinin motivasyon düzeyleri üzerindeki etkisi çoklu regresyon analizi ile test edilmiştir. Çalışanların iş yaşam kalitesi ve motivasyon düzeyleri konusunda en etkili faktörün ücret ve diğer ekonomik kazançlar olduğu tespit edilmiştir.
[ PDF DOSYASI ]
İŞSİZLİĞİN AİLE HARCAMALARINA OLAN ETKİSİNİN ALGISAL ANALİZİ
- Küreselleşmeyle birlikte birçok ülke için ciddi bir sorun haline gelen işsizlik, yaşanan ekonomik krizlerle birlikte daha da yaygınlaşmaktadır. İşsizlikle mücadelede uygulanacak politikaların sağlıklı şeklide uygulanabilmesi için işsizliğin nasıl algılandığının bilinmesi son derce önem arz etmektedir. Bu çalışmada işsizliğin aile harcamalarına olan etkisinin ailedeki bireyler tarafından nasıl algılandığı ölçülmeye çalışılacaktır. Bu doğrultuda aile harcamalarına işsizliğin etkisinin ailedeki bireyler tarafından algılama biçimini ölçmeye yarayan bir ölçek geliştirilmiştir. Geliştirilen ölçek Kilis ilinde ikamet etmekte olan 150 aileye uygulanmıştır. Bulgular neticesinde aile harcamaları aile reisinin işsiz olduğu ailelerde, aile reisinin işsiz olmadığı ailelere oranla daha fazla azaltılmış olarak algılanmaktadır. Buna karşılık yaş, eğitim ve ailede yaşayan birey sayısı harcamalarının algısında anlamlı farklılık oluşturmamaktadır.
[ PDF DOSYASI ]
TÜRKİYE’DE KIRSAL KESİMDE KADIN İSTİHDAMINA GENEL BİR BAKIŞ
- 18.yüzyıldan itibaren Batıda gelişen feminist hareketin etkisiyle, kadınlar 19.yüzyılın II.yarısından itibaren basın yoluyla kendilerini ve taleplerini ifade etmeye, talepleri doğrultusunda örgütlenmeye ve çeşitli hakları elde etmeye başlamışlardır. Erkekler yurttaş olma mücadelesini yalnızca kamusal alanda sürdürürken, kadınlar bu mücadeleyi kamu alanında olduğu kadar ailede, yani özel alanda da sürdürmek zorunda kalmışlardır. Büyüyen küresel ekonominin yarattığı faydalar ülkeler arasında eşit olarak dağılmayıp daha derin ekonomik farklılıklara yol açarken, yoksulluğun kadınlaşmasına, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin artmasına ve çalışma koşullarının bozulmasına neden olmuştur.
[ PDF DOSYASI ]
TÜRKİYE’DE MALİ SERBESTLEŞME SÜRECİ VE KRİZLERİN KISA BİR ÖZETİ
- Bir ülkenin mali sistemi iktisadi büyüme ve yapılanmada anahtar rol oynamaktadır. 1980 sonrasında sermaye hareketlerinin serbestleşmeye başlamasıyla birlikte mali sistemin kırılganlığı da artmıştır. Küresel mali piyasalarda eklemlenme sürecinin hız kazandığı 1990’lı yıllar ise, Türkiye ekonomisinde krizlerin döngüsellik gösterdiği yıllardır. Söz konusu dönemde Türkiye ekonomisinin, kamu finansmanının sürdürülmesini sağlamaya yönelik politikalar çerçevesinde şekillendiği görülmektedir. Çalışmanın amacı öncelikle 1980 yılında başlayan mali serbestleşme aşamalarının ortaya konularak, yaşanan krizlerin ve kriz sonrası istikrar programlarının ana hatlarını belirlemektir.
[ PDF DOSYASI ]
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN GİRİŞİMCİLİK EĞİLİMLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA: BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
- Bu çalışma, Bülent Ecevit Üniversitesi, işletme bölümü öğrencilerinin girişimci bir kişiliğe sahip olup olmadıklarını tespit etmek ve girişimcilik eğilimlerinde etkili olan psikolojik, demografik ve aile faktörlerinin neler olduğunu belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla Bülent Ecevit Üniversitesi, işletme bölümü öğrencilerine anket formu uygulanmıştır. Yapılan istatistikî analizler sonucunda öğrencilerin kendilerini girişimci bir kişiliğe sahip görmelerinde ve gelecekte iş kurma isteklerinde etkili olan psikolojik, demografik ve aile özellikleri arasında anlamlı ilişkiler elde edilmiştir. Bu sonuca göre Bülent Ecevit Üniversitesi İşletme Bölümü öğrencilerinin girişimci bir kişiliğe sahip olduklarını söylemek mümkündür.
[ PDF DOSYASI ]
SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞLETMELER İÇİN KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE İÇSEL UNSURLARI
- Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin şirketin sürdürülebilir kılınma çabalarıyla paralel bir yapıya oturtulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Sürdürülebilir kalkınma modern ekonomik kalkınmanın ekolojik yıkım, sosyal eşitsizlik, gelecek nesillerin ihmali gibi birbiriyle bağlantılı olan problemlerine çözüm üretmeye çalışan bir yapıyı temsil eder. Bu problemlerin oluşmasında firmaların katkısının çok fazla olduğunu söylemek mümkündür. Önemli olan hem işletme içi, hem de işletme dışı tetikleyiciler sonucu meydana gelen bu problemleri çözmek için alınacak önlemleri belirlemek ve uygulamaya geçirmektir. Bu çalışma ile sürdürülebilir kalkınmanın hayata geçirilmesinde işletmelerin rolünün ne olması gerektiği araştırılmaya çalışılmıştır. Örgütsel öğrenmenin kurumsal sürdürülebilirlik için önemli bir değer olduğu bilinmesine rağmen, özellikle şirket içindeki sürdürülebilirlik dinamiklerinin neler olduğu ve sürdürülebilirlik yolunda nasıl kullanılabileceği geniş bir literatür çalışmasıyla açıklanmaktadır.
[ PDF DOSYASI ]
KOBİ TFRS ÇERÇEVESİNDE STOKLARIN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
- Türkiye’de faaliyet gösteren işletmelerin büyük çoğunluğunun Küçük ve Orta Büyüklükte İşletme (KOBİ) niteliğinde olması ve çalışan nüfusun büyük bir kısmının söz konusu bu işletmelerde istihdam edilmesi ülke ekonomisi açısından KOBİ’leri önemli hale getirmektedir. Bu bağlamda muhasebe ile ilgili yapılan düzenlemelerde KOBİ’ler önemli bir faktör olarak değerlendirilmektedir. KOBİ’lerin muhasebe uygulamalarına yön vermek amacıyla 2010 yılında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler İçin Türkiye Finansal Raporlama Standardı (KOBİ TFRS) yayınlanmıştır. Söz konusu standardın 13. bölümü ‘Stoklar’ ile ilgili hükümleri içermektedir. Bu çalışmanın amacı, KOBİ TFRS çerçevesinde KOBİ’lerin stoklar ile ilgili işlemlerini nasıl muhasebeleştireceğini açıklamaktır.
[ PDF DOSYASI ]
VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİ İLE İMKB’DE GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN ALANINDA FAALİYET GÖSTEREN İŞLETMELERİN ETKİNLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
- Veri Zarflama Analizi, doğrusal programlama modeline dayalı parametrik olmayan bir analiz yöntemi olup, aynı girdileri kullanarak aynı çıktıları üreten karar verme birimlerinin birbirlerine göre etkinliğini ölçen bir yöntemdir. Bu yöntemle imalat sektörü, eğitim sektörü, bankacılık sektörü gibi mal ve hizmet üretimi yapan işletmelerin etkinliği ölçülebilmektedir. Bu çalışmada, İMKB’de kote olmuş “Gıda, İçki ve Tütün” sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin etkinliklerinin belirlenmesi amacıyla Veri Zarflama Analizi (VZA) yöntemi kullanılmıştır. Sözkonusu işletmelerin 2006-2011 yılları arasındaki finansal tablolar esas alınarak, oran analizi yöntemiyle etkinlikleri değerlendirilmeye alınmıştır. Gıda, İçki ve Tütün sektöründeki işletmeler için yapılan analizler sonucunda; 2011 yılı için Gıda, İçki ve Tütün sektöründe 3 işletme etkin olup 19 işletmenin etkin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
[ PDF DOSYASI ]
YATIRIM VE DÜZENLEME İKİLEMİ: YENİ NESİL TELEKOMÜNİKASYON ŞEBEKELERİNE ERİŞİM FİYATININ BELİRLENMESİNDE REEL OPSİYON YAKLAŞIMI
- Yatırım ve düzenlemeler arasındaki ilişki ekonomi literatüründe önemli bir yere sahiptir. Konu, şebeke endüstrileri bakımından, özellikle pazara yeni girişlerin düzenlenmesi noktasında daha da önem kazanmaktadır. Hizmet ve şebeke esaslı rekabet olarak adlandırılabilecek iki temel politika aracının birlikte uygulanmaya çalışılması, düzenlemelerin zorluğunu net bir biçimde ortaya koymaktadır. Bu durumda her ne kadar, şebekelerin pazara yeni giren firmalara kullandırılması yaygın bir biçimde kabul görmekle birlikte, erişim ve/veya arabağlantı koşulları ve fiyatının ne olması gerektiği halen ciddi bir tartışma konusudur. Tartışmalar, telekomünikasyon sektörü özelinde yeni nesil şebeke yatırımlarına duyulan ihtiyaç nedeniyle yeniden güncel hale gelmiştir
[ PDF DOSYASI ]
INSTITUTIONAL DETERMINANTS OF MULTINATIONAL CORPORATIONS’ ENTRY MODE CHOICE IN TURKEY
- There are a wide range of factors that affect multinational corporations (MNCs) when they decide how to enter into a new market. In this study, the factors that shape MNCs’ entry mode decisions are investigated in institutional economics framework. Two different theories on institutions, namely Institutional Theory and New Institutional Economics, are utilized. Using 2293 entries into Turkey, we found that investment freedom, intellectual property rights protection and corruption have significant effects on the entry mode choice of MNCs in the institutional economics context. Besides, real GDP, real capital investment, and knowledge intensity of the sector are other factors that shape MNCs’ entry mode decision.
[ PDF DOSYASI ]
TÜRK TURİZMİNDE KOKARTLI TURİST REHBERLERİN MEVCUT DURUMUNUN ANALİZİ
- Turizm, dünya çapında önemini hızla arttıran bir ekonomik aktivite olarak ön plana çıkmaktadır. Rekabetin hızla arttığı turizm pazarlarında, sürdürülebilir olması, diğer turizm türlerine göre daha fazla gelir sağlaması, mevsimsellik etkisini azaltması, doğal çevreye ve yerel kültüre saygılı olması nedeni ile kültür turizminin payı daha da önemlidir. Profesyonel kokart’lı rehberlik hizmetleri kültür turistlerinin deneyimini etkileyen önemli faktörlerden biridir. Önemi birçok akademisyen ve uygulayıcı tarafından kabul edilmesine rağmen, ülkemizde bu alanda yapılan çalışma sayısı son derece sınırlıdır. Bu makale bu eksiklikten yola çıkarak, ülkemizde kokart’lı rehberlik hizmetlerinin mevcut durumunu araştırmakta, yazın taraması sonrasında rehberlik kurumunun diğer paydaş örgütler ile işbirliği neticesinde nasıl daha etkin olacağı konusunda bazı önerilerde bulunmaktadır.
[ PDF DOSYASI ]