• Kişiler ve Kurullar
  • Son Sayı
  • Geçmiş Sayılar
  • Dergi Yönergesi
  • Temel İlke ve Kurallar ile Yazım Kuralları
  • Dergi Yazım Şablonu
  • Üst Yazı Şablonu
  • Jel Kodları
  • AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

  • Cilt: 17, Sayı: 1, Yıl: Haziran 2015

    • Bu sayının hakem listesini görmek için tıklayınız.Danışma Kuruluİç KapakDış KapakKapakİçindekilerSunuşDerginin TamamıE-Dergi olarak göstermek için tıklayınız

    STRATEJİK MALİYET YÖNETİMİNDE BAŞABAŞ NOKTASI VE DEĞER ZİNCİRİ ANALİZİ İLE İŞLETME FONKSİYONLARININ PERFORMANS ÖLÇÜMÜ: YEMEK FABRİKASI ÖRNEĞİ

      • Bu çalışmada amaç, başabaş noktası ve değer zinciri analizlerinin işletme fonksiyonlarının ayrı ayrı perfor-mansını ölçmede ve stratejik kararlar vermede nasıl kullanılacağını göstermektir. Performans analizi çalışma-ları genel olarak işletmenin bütününü değerlendirmekte, fonksiyonlar bazına inmemektedir. Üretim işletmele-rinde ürünün tasarımından satış sonrası müşteri hizmetlerine kadar gerçekleştirilen her faaliyet fonksiyonlar tarafından yerine getirilir. Sürümün ve satış gelirlerinin uzun dönemde istikrarlı bir şekilde artması için işlet-medeki her fonksiyonun ürüne en yüksek düzeyde değer katması hedeflenmelidir. Çalışmaya maliyetlerinin stratejik kararlarda son derece önem taşıdığı yemek fabrikası örnek olarak alınmıştır. Görüşme tekniği kullanı-larak dört yemek fabrikası müdüründen alınan bilgiler ve literatür araştırması sonucunda örnek işletmenin verileri oluşturulmuştur. Örnek alınan fabrikanın fonksiyonları bazında performans analizi yapılmış ve sonuç-lara göre stratejik kararlar belirlenmiştir. Bu çalışma ile maliyet ve gelir verileri işlenerek işletme fonksiyonu bazında ayrıntılı olarak performans analizi yapılabildiği ve gerek stratejik hedefler, gerekse işletme karı ile ilişkilendirilerek mevcut sorunların ve alınması gereken önlemlerin yine işletme fonksiyonu bazında saptana-bildiği görülmüştür.

    [ PDF DOSYASI ]

    ÖRGÜTSEL ORTAMDA ALGILANAN GÜVEN DÜZEYİNİN SİNİZM ÜZERİNDEKİ ROLÜ: ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ İDARİ PERSONELİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

      • Bu çalışmanın temel amacı, örgütsel ortamda algılanan güven ile sinizm arasındaki ilişkinin incelenmesi olarak belirlenmiştir. Örgütsel ortamda güven, çalışanın örgüt tarafından desteklendiğini hissetmesini ve yöneticinin çalışanların beklentilerini karşılamasını ifade eder. Sinizm ise, çalışanların örgüte yönelik olumsuz tutumlarını ortaya koyan bir düşünce sistemidir. Belirtilen kavramsallaştırmalara dayanarak, Atatürk Üniversitesi’nin merkez yerleşkesinde bulunan fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarında görevli 301 idari personele yüz yüze görüşme yöntemi ile anket uygulanmıştır. Yapılan araştırmada elde edilen sonuçlar, çalışanların örgüte ve yöneti-ciye duydukları güven düzeyinin, duyuşsal, bilişsel ve davranışsal sinizm üzerinde etkili olduğu yönündedir. So-nuçlardan yola çıkılarak, çalışanların örgüte orta düzeyde güven duyduğu ve örgüte karşı düşük düzeyde sinizm tutumu içerisinde olduğu söylenebilir.

    [ PDF DOSYASI ]

    KENTSEL HAKLAR VE KOLLUĞUN İŞLEVLERİ1

      • Bu çalışmada yeni kuşak haklardan “kentsel haklar” ve bu hakların hayata geçirilmesinde kolluğun işlevleri ince-lenmiştir. Sanayi devrimi, kentleşme ve kentlileşme süreçlerini hızlandırmıştır. Kentsel alanlarda nüfusun hızla artması birçok sorunu doğururken; siyasal, ekonomik, sosyal, kültürel birçok yeni tür hakkın doğmasına da zemin hazırlamıştır. “Kentsel haklar” da bu çerçevede kendini göstermiştir. Günümüzde kentleşmenin hızla devam edi-yor olması ve gelecekte daha da artacağı öngörüsü her geçen gün kentsel yaşamı ve kentsel hakları daha önemli hale getirmektedir. Bu çalışma, kentsel toplumun güven içinde sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri amacıyla geliştiri-len “kentsel haklar” ın gerçekleştirilmesinin, büyük oranda Kolluğun desteğini gerektirdiği savındadır. Araştırma, inceleme, bilgi toplama ve yorumlama yöntemlerinden oluşan bu çalışma, Niğde kenti evreninde ele alınmıştır. Elde dilen bilgiler, analitik yaklaşımla sentezlenmiş ve sonuçta Kolluk güçlerinin kentsel hakların yürütülmesinde kaçınılmaz bir işleve sahip olduğu yargısına ulaşılmıştır.

    [ PDF DOSYASI ]

    BULANIK MODELLEME İLE TEDARİK ZİNCİRİ PERFORMANSININ DEĞERLENDİ-RİLMESİ VE İMALAT SEKTÖRÜNDE BİR UYGULAMA

      • Doğru karar vermenin işletmeler için oldukça önemli olduğu belirsizlik ortamlarında deterministik yöntemler, karar vericilere her zaman doğru modelleme imkânı vermemektedir. İnsan yargılarının dilsel değişkenler ve üye-lik fonksiyonları yardımıyla sayısallaştırılması esasına dayanan Bulanık Mantık, karar verme sürecinde kullanılan önemli bir yöntemdir. Tedarik zinciri gibi karmaşık bir yapıda karar almanın zorluğu ve tedarik zinciri performan-sının belirlenmesinin güç olması, bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmuştur. Bu doğrultuda, imalat sektöründe faaliyet gösteren bir firma için, bulanık mantık teorisine dayalı bir tedarik zinciri performans modeli oluşturularak, bu model yardımıyla firmanın tedarik zinciri performansının tahminlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın modeli, Tedarik Zinciri İşletim Referans (SCOR) Modeli baz alınarak, SCOR modeli Seviye 1, Seviye 2 performans metrikle-ri ile bulanık mantık yaklaşımının entegre edilmesiyle oluşturulmuştur. Bulgular, Bulanık Mantık ve SCOR modeli metriklerine dayalı bir tahmin modelinin, karar vericilere tedarik zinciri performansını yönetme sürecinde yar-dımcı olabilecek bir yöntem olduğunu göstermiştir.

    [ PDF DOSYASI ]

    ANALİTİK HİYERARŞİ SÜRECİ İLE AĞIRLIKLANDIRILMIŞ DİNAMİK PROGRAMLAMA MODELİNİN SATIN ALMA SÜRECİNE UYGULANMASI

      • Karar verme, işletmeler için çok önemli ve karmaşık bir süreçtir. Alternatiflerin ve kriterlerin sayısının artması, çatışan kriterler arasından seçim yapacak karar vericinin bu süreçteki rolünü zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada, işletmenin birden fazla kriter doğrultusunda en uygun satın alma ve envanter planının belirlenmesi amaçlanmış-tır. Bu plan, sayısal ve sayısal olmayan birden fazla kriteri içeren sorunların çözümünde kullanılan çok kriterli karar verme yöntemlerinden biri olan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHP)’nin Dinamik Programlama (DP) modeli ile bütünleştirilmesiyle elde edilmiştir. AHP ile hesaplanan ağırlıklar kullanılarak dinamik yapıdaki envanter ve satın alma sorunu için dinamik programlama yaklaşımıyla optimal sonuç elde edilebilmektedir.

    [ PDF DOSYASI ]

    İŞLETMELERİN UYGULADIKLARI KÜSÜRATLI FİYATLANDIRMA POLİTİKASININ TÜKETİCİLER TARAFINDAN ALGILANMASINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA

      • Bu çalışmada amaç işletmelerin uyguladıkları küsüratlı fiyat politikasının tüketiciler tarafından algılanışını ve tüketicilerin küsüratlı fiyata karşı bakış açılarını ortaya koymaktır. Çalışmada öncelikle fiyatlandırma politikaları genel olarak ele alınmış, küsüratlı fiyat politikasına yönelik değerlendirmelere yer verilmiş ve ardından küsüratlı fiyat politikasının tüketiciler tarafından nasıl algılandığının ortaya konması amacıyla uygulamaya yer verilmiştir. Bu amaçla çalışma, birincil verilere dayalı olarak anket uygulamasıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmada tesadüfî örnekleme yoluna gidilmiş, yapılan 300 adet alışveriş ile ilgili tüketicilere yöneltilen anketlerle araştırma gerçekleştirilmiştir. Toplam 200 anket değerlendirmeye uygun bulunarak, Kolmogorov-Smirnov, Q-Q Normal Dağılım grafikleri, Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis testleri gerçekleştirilmiştir. Anket katılımcıları, bu tarz fiyatlandırma politikaları ile ilgili olumsuz görüş bildirmekte ve devletin kısıtlayıcı yasal düzenlemeye gitmesini talep etmektedir.

    [ PDF DOSYASI ]

    TÜRKİYE’DE KAMU HARCAMALARININ TOPLAM İSTİHDAMA ETKİSİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

      • Çalışmamızda cari, yatırım ve transfer harcamalarından oluşan kamu harcamalarının istihdam üzerindeki etkisi incelenmiştir. Kullanılan seriler 1990-2013 arasındaki yıllık verilerden oluşmaktadır. Verilerimize birim kök testi (ADF)ve Granger nedensellik testi kullanılarak Türkiye için verilerin analizi yapılmıştır. Elde ettiğimiz sonuçlara göre kamu harcamalarından istihdama doğru bir nedensellik ilişkine rastlanılmamıştır. İstihdamdan cari harcama-lara doğru bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Ayrıca regresyon sonuçlarımıza göre özel sektör yatırım har-camaları toplam istihdamı pozitif yönde etkilemektedir. Buna göre özel sektör yatırım harcamaları %1 arttığında istihdam %0.12 oranında artmaktadır.

    [ PDF DOSYASI ]

    KURUMSAL YÖNETİM UYGULAMALARININ GETİRİ OYNAKLIĞI ÜZERİNE ETKİSİ: BORSA İSTANBUL’DA BİR ARAŞTIRMA

      • Hisse senedi yatırımcıları, gelişmekte olan ülkelerde faaliyette olan işletmelere yatırım yapmadan önce finansal performans kadar işletmelerde benimsenen kurumsal yönetim uygulamalarının kalitesini de araştırmaktadır. İşletmelerin finansal/finansal olmayan bilgilerini şeffaf şekilde kamuoyunda paylaşma ihtiyacı hisse senedi yatı-rımcıları açısından güven telkin etmekte bu sebeple kurumsallaşma sürecine ilişkin adımlar atan işletmelerin hisse senetlerine bakış açısını olumlu yönde etkilemektedir. Bu doğrultuda yapılan çalışmanın amacı, Türkiye Sermaye Piyasalarında kurumsal yönetim uygulamalarının Borsa İstanbul istikrarı üzerinde etkinliğe sahip olup olmadığını ortaya koymaktır. Bu amaçla 31.08.2007 ile 27.05.2014 tarih aralığındaki 1. ve 2. Seans günlük veriler-le gerçekleştirilen analizlerde volatilite modelleri kullanılmıştır. GARCH Modeli sonuçları, BİST-100 Endeksi ve BİST-30 Endeksi için kurumsal yönetim uygulamalarının, getiri volatilitesi (oynaklığı) üzerinde negatif yönlü etkiye sahip olduğunu göstermektedir.

    [ PDF DOSYASI ]

    FİNANSAL PERFORMANSIN ÖLÇÜLMESİNDE GELENEKSEL ORANLAR İLE NAKİT AKIM ORANLARININ KARŞILAŞTIRMALI ANALİZİ: BİST ÇİMENTO ŞİRKETLERİ ÜZERİNE TOPSIS YÖNTEMİ İLE BİR UYGULAMA

      • Genel olarak finansal performansın ölçülmesinde ve değerlendirilmesinde oran analizi yaygın olarak kullanılmak-tadır. Kullanılan oranlar, analizi yapan kişi veya kurumun amacına göre değişmekle birlikte, literatürde ve uygu-lamada genel kabul görmüş belirli oranlar mevcuttur. Genel anlamda geleneksel oranlar olarak ifade edilebilecek bu oranların, -özellikle kriz dönemlerinde- işletmelerin gerçek finansal durumunu ortaya koymakta yetersiz veya eksiklikleri bulunmaktadır. Bu noktada, nakit akım tablosundan yararlanılarak oluşturulan nakit akım oranlarının kullanımıyla geleneksel oranların eksik yanları tamamlanabilecektir. Bu çalışmada, hisse senetleri Borsa İstanbul (BİST),da işlem görmekte olan ve çimento sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin 2010-2013 yılları arasındaki finansal tabloları kullanılarak, bu şirketlerin finansal performansları TOPSIS yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalış-mada ilk olarak şirketlerin geleneksel finansal oranları ve nakit akım oranları hesaplanmış ve daha sonra hesapla-nan bu oranlar TOPSIS yöntemi kullanılarak genel şirket performansını gösteren tek bir puana çevrilmiştir. Elde edilen sonuçlar incelendiğinde, geleneksel oranlara ve nakit akım oranlarına göre şirketlerin finansal performans-larının farklılık gösterdikleri tespit edilmiştir.

    [ PDF DOSYASI ]

    ÖRGÜTLERDE İNFORMAL İLETİŞİM SÜRECİ: KAVRAMSAL BİR ÇERÇEVE

      • İnformal iletişim, örgüt üyelerinin ilişkileri sonucu kendiliğinden oluşan iletişim şeklidir. Formal iletişim, bir örgü-tün iskelet sistemini oluştururken, informal iletişim süreci bir örgütün merkezi sinir sistemini oluşturmaktadır. Çalışanların; informal gruplar oluşturarak bilgi paylaşımında bulunmaları, kurum içi sohbetlere katılmaları, bir yerden bir yere laf taşıyıcılar aracılığıyla dedikodu ve söylenti ağını harekete geçirmeleri, örgütlerdeki kabul edi-lemez davranışların daha kabul edilebilir bir duruma gelmesini sağlamak için şakalar yapmaları, birlikte vakit geçirerek sosyal etkinlikler düzenlemeleri, örgütlerdeki sanal iletişim kanallarını kullanarak informal iletişim kurmaları ve yöneticilerin çalışanlarını informal olarak ziyarete gitmeleri örgütlerdeki informal iletişim kanalları-nın belli başlıları arasında yer alır.

        Çalışma sonucunda, örgütlerdeki informal iletişim kanallarının örgütler için birçok avantaj ve dezavantajları oldu-ğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle özellikle örgüt yöneticilerinin formal iletişim sürecini destekleyen informal ileti-şim sürecini de göz önünde bulundurarak bu informal iletişim kanallarını hafife almamaları gerekir.

    [ PDF DOSYASI ]

    GÖNÜLLÜ VERGİ UYUMUNU ARTTIRMADA KAMU OTORİTESİNİN DÜZENLEYİCİ ROLÜNÜN VE MÜKELLEF ÇEVRESİNİN ÖNEMİ: SIRALI PROBİT MODEL YAKLA-ŞIMI

      • Vergi uyumunu sağlamak ve vergi uyumunu arttırmak açısından hem kamu otoritesinin düzenleyici rolü hem de mükellef çevresi önemlidir. Bu makale, “Toplanan vergilerin harcandığı alanları bilmek isteme” beklentisi üzerin-de etkili olan faktörlerin tespitine yönelik olarak 336 vergi mükellefinden alan araştırması yoluyla derlenen bulgu-lara dayanmaktadır Yapılan anketin bulgularının değerlendirilmesiyle varılan sonuçlar şöyle sıralanabilir: Vatan-daşların vergilere ilişkin politik karar alma sürecine katılımının düşüklüğü mükelleflerde toplanan vergilerin harcanacağı yerler konusunda beklentilerinin dikkate alınmadığı düşüncesini yaratmaktadır. Bu düşünce zaten fikri alınmadığı için bazı mükelleflerin toplanan vergilerin harcandığı alanlarla ilgilenmemesi sonucunu yaratmak-tadır. Toplanan vergilerin harcandığı alanları bildiği ve vergilerin harcama alanları kendi beklentileri ile örtüştüğü oranda vergi mükelleflerinin vergi uyumu artmaktadır. Vergi otoritesinin izlediği prosedürlerde adaletinden daha az memnun olan mükellefler ve aldığı kamu hizmetlerinden memnun olmayan mükellefler idarenin meşruiyetini sorgulamakta ve otoriteye karşı direnç göstermektedir. Mükelleflerin aile ve arkadaş çevresi dürüstçe vergi siste-mine katkıda bulunmasını teşvik konusunda sosyal etkiye sahiptir.

    [ PDF DOSYASI ]

    BANKACILIK SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN İŞ TATMİNLERİ VE ÖRGÜTSEL BAĞLILIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ

      • Bu çalışmanın amacı, banka çalışanlarının iş tatminleri ile örgütsel bağlılıklarının birbirleriyle olan ilişkisinin sorgulanması ve bu çalışanların statülerine göre iş tatminlerinin ve örgütsel bağlılıklarının farklılaşıp farklılaşma-dığının araştırılmasıdır. Bu gaye ile gerçekleştirilen literatür araştırması sonucunda, 5’li Likert ölçeği esasına göre oluşturulan anketlerde yer alan iş tatmini ölçeği ve örgütsel bağlılık ölçeği güvenilirlik analizine tabi tutulmuş ve saptanan veriler analiz edilerek çeşitli değerlendirmelerde bulunulmuştur. Araştırma, HSBC Bank A.Ş. (The Hong Kong and Shanghai Banking Corporation), TEB (Türkiye Ekonomi Bankası) ve Türkiye İş Bankası’ndaki 111 çalı-şandan elde edilen verilerle gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucu elde edilen veriler ANOVA ve korelasyon ana-lizlerine tabi tutulmuştur. Araştırma neticesinde banka çalışanlarının iş tatmini ile örgütsel bağlılıkları arasında orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu saptanmış, aynı zamanda banka çalışanlarının statülerine göre iş tatminleri ve örgütsel bağlılıklarının farklılaştığı görülmüştür.

    [ PDF DOSYASI ]

Afyon Kocatepe Üniversitesi | İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi | ANS Kampüsü, Gazlıgöl Yolu, 03200 | Afyonkarahisar/Türkiye | Telefon: +90 272 228 1292 Faks: +90 272 228 1148 | E-Posta: akuiibf@aku.edu.tr